Ve bir sergi sezonunun daha sonuna gelmiş bulunmaktayız :) Bendeniz bu sene kursa falan gitmememiş olmama rağmen benden bir ay içersinde yüksek bir performans beklenmesi beni bile şaşırttı..
Ama tabi ki süperwoman olarak ben yine az zamanda çok işler başarabildim :)

Yukarıdaki mumluk ve yandaki benim YAŞASIN adını verdiğim ama erkek zihniyetinin boynuz mu bu ayol diye nitelendirdiği bu bibloları en harika yaptığımı düşündüğüm şekilde çatlattım :) Ve tabi ki en sevdiğim şey olan sawaroski taşlarla süsledim :) 
Bu ikisinin takım olmasına rağmen başka başka evlere dağılacak olması çok üzüntü verici ama olsun.. Her zaman dediğim gibi kimse beğenmese de ben seviyorum BEN YAPTIM OLDU!! diyorum :)

 Ve nihayet döndüm...


Hem de sezonun en trend şeyi olan Muhteşem İmparatorluğun muhteşem cariyelerinden birini yaparak...

 Bitmiş hali elbette ki yandaki tablo :) 
Kendisi yarın itibariyle sergiye konulacak gerçi konulmasa da önemli mi hayır tabii.. Kendisi beni diğer insanlardan ayıran tek şey. En azından böyle hissettirdiği için bile benim için çok değerli :)

Çok güzel eserler var dünya üzerinde belki ama beni en çok etkileyen tablo budur. Klimpt'in The Kiss tablosu.. Bu da nacizane benim yorumum tabii.. 

Evim Evim Güzel Evim :)

Artık gelmemiş olan ama kasveti çöke çöke bitmeyen kışın rehaveti üzerimden gitsin ve beni bir daha rahatsız etmesin istiyorum... Yeni olayım işte bu anahtar kutusu...Dan diye bir giriş oldu ama :)

 Aslında aldığımda pek de birşeye benzemeyen evimin son görünümü...Şimdi kıştayız ağaç daha çiçek açamadı ve evin rengi biraz soluk... Yaza doğru çiçekler açacak ve badana zamanı gelecek sanırım:))

 Çatılarını oradan buradan yolduğum kozalakları zor zahmet parçalara ayırarak ağaç tutkalı vasıtasıyla yapıştırıp çatı yalıtımını bitirdim... Sonra lojmanın çoook çorak bahçesinden, benim evime gelmesi beklenen güvercinin yuvası olacak, ot yolma operasyonu düzenlendi...Buna sevgili kocacım ve kızım da yardım etti. Ne de olsa bu bizim evimiz...:))

 Ve tabi ki çatıdaki kışlık yakacaklar orjinal çam yaprağı.. Ne de güzel ısınacağız bu kış:)))En son olarak bir altın kutusu içine konulan talaşlara, toprak görüntüsü verilerek şu anda yaprakları dökük olan ama en kısa zamanda tohuma vurmasını beklediğim ağacımı diktim... 

Ben çok sevdim peki ya siz ? :))

AŞK YAĞMURU

Nihayet Özlem silkeledi ve kendime geldim... Meğerse ben boş durmamalıymışım. Gerçi bu dönemi aslında verimsiz de geçirmedim ama her insanın bir "kal" zamanı oluyor ya, benimki bu senenin başına kısmetmiş... Diğer ayların bu kadar boş geçmemesi temennisiyle diyorum ve ilk bombamı patlatıyorum...

 Sevgili Anneciğimin taa Ankara'dan getirdiği o muhteşem çikolata kutuları, kaplama malzemeleri ,kurdeleler ve karşı komşumun sana yeni bir kapı süsü baskılarına daha fazla dayanamadım.
   Fikir her zaman olduğu gibi karşı komşumdan geldi. Hadi SEVGİLİLER GÜNÜ konseptli kapı süsü yapalım... Tamam yapalım dedim.Benimki KALPli olmalı ama...

İlk önce elimdeki küçük kız bebek kuklalarından birinin acilen erkeğe dönüşmesi gerekliydi yalnız:) Küçük bir saç kesimi ,kıyafet ayarı derken birbirine aşık olan iki bebek yapabildim. :))Ellerinde balonları ,aynı kalbin sahibi oldular... Kalbin kenarları karşı komşumun hayran kaldığım malzeme ofisinden :)

 "Artık hiçbir malzeme artık değil" sloganıyla kızımın oyuncaklarından kırılan dökülen tüm malzemeler benim en kıymetlilerim oldu... Bulutlar, bebekler derken en sonda kalpli çıkartmalar ile bu muhteşem (tabii bana göre) kapı süsünü bitirdim...

Karşı komşucuğuma beni kendime getirdiği için, Anneciğime bana harika malzemeler getirdiği için teşekkür ediyorum... Umarım bu Sevgililer Günü de benim için ve sevgilim için harika şeyler getirir... Hep bu cümleyi kurmak dileğiyle...
 SENİ SEVİYORUMMM AŞKIMMMM :)))

KARNELERİ ALDIK :)

 İşte insanın hayatında yaşayabileceği en özel günlerden biri... Tabii benim gibi anneler için sanırım... :)

Kukla gösterisiyle başlayan bu heyecan serüvenimde kuklalardan birisinin benim kızım olmasının ayrı bir tadı vardı tabii ki. :)

Bu arada kızımla birlikte okula telaşına o kadar alışmışım ki bu tatil beni biraz tembelleştirecek sanırım... :)

 Harika şarkılar vardı, gösteri için sanırım yaz tatilini beklememiz gerekecek.

Umarım okul yolunda attığın bu ilk adımdaki gülümsemen yolun sonuna kadar devam eder bebeğim...
                                    Seni Seviyorum
                                                           :)

Sanırım Kendimi Buluyorum :)

 Fovizm (Fauvism) 1898-1908 yılları arasında Henri Matisse tarafından Fransa'da geliştirilen bir sanat akımıdır. En önemli özelliği, tüpten çıkmış gibi çiğ ve bağıran renklerin doğrudan kullanımıdır.Eser Henri Matisse'nin. İkinci çalışmam olmasına rağmen etrafımdan çok olumlu tepkiler aldım...
En güzeli de kafamda yavaş yavaş oluşturduğum yakında tuvale dökülecek olan ilk resmim olacak... Çok yakında...

Işıl Yılbaşı Partisinde...

Çok heyecanlı bir gündü O'nun için ilk defa kuaföre gidiyordu ve ilk defa sadece kendi yaşıtlarıyla bir partiye katılıyordu...

Hepsi kendilerine ait sevimlilikleri ile ve kendilerine ait tarzlarıyla arz-ı endam ettiler...

ÇOOK EĞLENDİLER HEM DE ÇOOK...

 

Şimdide atıştırma zamanı önce hamburgerler sonra da....

BU HARİKA NOEL BABA

 HOŞGELDİN 2011... :)